Sen gidince yandım… Ama bilsen ne yanma o. Bilemezsin ki.
Nefes alamadım kaç gece; göğsümün üstünde görünmez bir taş, içimi ezerken nefes diye aldığım her şey acıydı.
Kan kustum, öldüm; ama kimse mezar kazmadı bana.
Etlerim lime lime döküldü, ruhum derisiz kaldı; nasıl yandığımı bilemezsin.
Sonra bir sabah, güneş doğdu sandım.
Meğer küllerimi aydınlatıyormuş.
Senin adını fısıldadım, dudaklarım parçalandı.
Her harfi kanadı, her sessiz harf bir bıçak gibi saplandı boğazıma.
O an anladım; gidişin sadece bir ayrılık değilmiş,
yaşarken gömülmekmiş, nefes alarak ölmekmiş.
Ve hâlâ buradayım.
Tenimden geriye kalan külü savuruyor rüzgâr.
Adını her düşündüğümde yeni bir yangın çıkıyor içimde.
Ama sen, bilmezsin.
Hiçbir zaman bilemezsin nasıl yandığımı,
çünkü seni yakmayan ateş, bana cehennem oldu.
Oğuzhan ÖCAL
www.grikalemler.com.tr