DOLAR

41,6136$% 0,23

EURO

48,8627% 0,43

STERLİN

56,1284£% 0,24

GRAM ALTIN

5.177,59%0,23

ÇEYREK ALTIN

8.633,00%0,01

TAM ALTIN

34.426,00%0,01

a

Kal Gitmek Yerine

Kal Gitmek Yerine
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Kal Gitmek Yerine

Söylediklerin yüreğimi titretti. Her kelimen, içimde sakladığım en derin yere dokundu. Sen böyle içini döküp yalvarırken, bir yanım sana koşmak, ellerini tutup “Buradayım, gitmiyorum” demek istedi. Ama bil ki, gitmek dediğin bazen kolay bir karar değil; insanın içinden sökülüp atılan bir yük gibi değil bu… Bazen kalmak da, gitmek kadar yakıcıdır.

Sen “Gitme” diyorsun ya… Ben de sana “Anla” diyorum. Çünkü kalmak, sadece var olmak değil. Kalmak, her gün göz göze bakıp kırılmamış gibi görünmek, içimdeki fırtınayı saklamak demek. Bazen insan sevdiğini yaralamamak için gitmeyi seçer. Bazen kalmakla yaralamak arasında kalır ve gitmek, sessiz bir merhamet olur.

Ama bil ki, ben giderken ardımda sadece boşluk bırakmam. İçimde senin kokun, senin gülüşün, bana verdiğin her umut var. Seninle geçirdiğim her an, içimde taş gibi duruyor. Gitmek istediğim için değil; belki de başka bir yol bulamadığım için gidiyorum. Belki de gitmek sandığın şey, kendimi bulmak için verdiğim bir savaş.

“Allah’a emanet ol” diyorsun ya… Ben de sana diyorum ki: Allah seni her daim korusun. Eğer bir gün geri dönmek için bir yol açılırsa, o yolu bulmak için dua edeceğim. Çünkü senin yüreğin, kelimelerin, bana hep bir yuva gibi geldi.

Vedalar bıçak gibi dedin ya… Bil ki bu bıçak sadece seni değil, beni de kesiyor. Ben de yarım kalıyorum. Benim de nefesim kesiliyor. Her adımda bir yanım sende kalıyor. Bunu bil. Çünkü sen bana bir kelimeden çok daha fazlasısın.

Eğer bir gün yollar yeniden kesişirse, sana koşarım. O vakte kadar belki sessiz olurum, belki gölgelere karışırım, belki uzaktan dua ederim. Ama senin için içimde hep bir yer ayırırım.

Gitmek istediğim için değil… Kalmak için gücüm kalmadığı için gidiyorum. Ama sen hep bende olacaksın.

Aygül Quliyeva

Devamını Oku

6 zamanlı şarkı söylemek ne demek

6 zamanlı şarkı söylemek ne demek
0

BEĞENDİM

ABONE OL
İLGİLİ İÇERİK İbrahim Erkal Video Galeri

Bu yazımın içinde 6 zamanlı söyledi diye bir cümle geçti. Bana sordunuz bu 6 zaman nedir diye işte bunu size açıklamak istedim.
6 Zamanlı Şarkı Söylemek Ne Demektir?

Müzikte “zaman” ya da “ölçü”, bir eserin ritmik yapısını belirleyen en temel unsurlardan biridir. Bir şarkının kaç zamanlı olduğu, ölçü işaretiyle ifade edilir ve bu işaret eserin ritmik düzenini dinleyiciye ve icracıya gösterir. Örneğin 2 zamanlı (2/4), 3 zamanlı (3/4) ya da 4 zamanlı (4/4) şarkılar oldukça yaygındır. Bunun yanında özellikle Türk müziğinde ve halk ezgilerinde sıkça rastlanan 6 zamanlı (6/8) ölçü de önemli bir yere sahiptir.

6 Zamanlı Ölçü Nedir?

“6 zamanlı” denildiğinde genellikle 6/8 ölçü kastedilir. Bu ölçüde her bir ölçü (bar) içerisinde 6 sekizlik nota değeri bulunur. Vuruşlar, çoğunlukla “1-2-3, 4-5-6” şeklinde hissedilir. Bu yapı, müziğe akıcı ve dalgalı bir ritim kazandırır.

6 Zamanlı Şarkıların Özellikleri

Dalgalı Ritim: Vuruşlar iki üçlü grup halinde duyulur, bu da şarkıya akışkan bir his verir.

Halk Müziği Etkisi: Türk halk müziğinde, oyun havalarında ve uzun havalarda sık görülür.

Batı Müziğinde Kullanımı: Ballad türündeki şarkılarda, özellikle duygusal ve ağır eserlerde tercih edilir.

Örnekler

Türk Müziği’nden: “Çay Elinden Öteye” (THM), “Hangimiz Sevmedik” (Müslüm Gürses), “Dom Dom Kurşunu” (İbrahim Tatlıses).

Dünya Müziği’nden: “Nothing Else Matters” (Metallica), “House of the Rising Sun” (The Animals), “Can’t Help Falling in Love” (Elvis Presley).

Kısacası, 6 zamanlı şarkı söylemek, şarkıyı 6/8 ölçü ritmine uygun şekilde seslendirmek demektir. Bu ifade, şarkının melodik veya sözlü yapısından çok, ritmik düzenine işaret eder. Dolayısıyla bir şarkının “6 zamanlı” olması, onun ritmik karakterini belirler ve icracının da şarkıyı buna uygun şekilde yorumlaması gerekir.

Devamını Oku

Can Holding’in Tekfen’deki hisselerine el konuldu

Can Holding’in Tekfen’deki hisselerine el konuldu
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Tekfen Holding’de %17,56’lık Hisseye El Koyma: Mahkeme Kararı KAP’a Bildirildi

Tekfen Holding merkez binası ve hisse el koyma kararı
Kaynak: Şirket KAP açıklaması (12 Eylül 2025)

Tekfen Holding (BIST: TKFEN), Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yaptığı özel durum açıklamasında; Can Kültür Sanat ve Eğitim Kurumları A.Ş., KCN Gayrimenkul Yatırım A.Ş. ve MCN Gayrimenkul Yatırım A.Ş.’nin şirket sermayesindeki toplam %17,56 oranındaki paylarına, Küçükçekmece 4. Sulh Ceza Hâkimliği’nin 11 Eylül 2025 tarihli kararı uyarınca el konulduğunu bildirdi. Karar, 12 Eylül 2025’te Tekfen Holding’e tebliğ edildi ve Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş.’ye iletildi.

Hızlı Bakış

  • Karar Tarihi: 11.09.2025
  • Tebliğ Tarihi: 12.09.2025
  • Mahkeme: Küçükçekmece 4. Sulh Ceza Hâkimliği
  • Soruşturma No: 2022/77716
  • Karar No: 2025/7284 Değişik İş
  • El Konulan Pay: Toplam %17,56 (Can Kültür Sanat ve Eğitim Kurumları A.Ş., KCN GYO A.Ş., MCN GYO A.Ş.)
  • Hukuki Dayanak: 5549 sayılı Kanun m.17 delaletiyle CMK m.128

Kararın Kapsamı ve Bildirim Süreci

Şirketin KAP’a aktardığı bilgilere göre, söz konusu el koyma kararı; adı geçen üç şirketin Tekfen Holding sermayesindeki toplam %17,56’lık paylarını kapsıyor. Kararın tebliği sonrasında Tekfen Holding tarafından Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş. (MKK)’ye gerekli bildirim yapıldı.

Hukuki Çerçeve

El koyma işlemi; 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun’un 17. maddesi uyarınca, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 128. maddesi kapsamında gerçekleştirildi. Bu düzenlemeler, belirli soruşturma süreçlerinde malvarlığı değerlerine el konulabilmesine imkân tanır.

Piyasa ve Yatırımcı Açısından Önemi

Toplam sermayenin %17,56 gibi kayda değer bir bölümünü etkileyen karar, pay devri süreçleri, temettü hakları ve oy hakları üzerindeki olası etkileri nedeniyle yatırımcılarca yakından izleniyor. Şirketin operasyonel sürekliliği ve yönetim yapısı üzerinde kısa vadede belirleyici bir değişiklik olup olmayacağı ise resmi duyurularla netleşecek.

Karara İlişkin Temel Veriler

Şirket Tekfen Holding A.Ş.
Toplam Etkilenen Pay %17,56
İlgili Taraflar Can Kültür Sanat ve Eğitim Kurumları A.Ş., KCN Gayrimenkul Yatırım A.Ş., MCN Gayrimenkul Yatırım A.Ş.
Mahkeme Küçükçekmece 4. Sulh Ceza Hâkimliği
Karar No 2025/7284 Değişik İş
Soruşturma No 2022/77716
Karar Tarihi 11 Eylül 2025
Tebliğ Tarihi 12 Eylül 2025
Hukuki Dayanak 5549 m.17 & CMK m.128

Sık Sorulan Sorular

El koyma kararı hangi payları kapsıyor?

Can Kültür Sanat ve Eğitim Kurumları A.Ş., KCN Gayrimenkul Yatırım A.Ş. ve MCN Gayrimenkul Yatırım A.Ş.’nin Tekfen Holding’deki toplam %17,56 oranındaki payları.

Karar ne zaman tebliğ edildi?

12 Eylül 2025 tarihinde Tekfen Holding’e tebliğ edildi ve MKK’ya gerekli bildirim yapıldı.

Bu karar hisse fiyatını etkiler mi?

Piyasa koşullarına göre değişmekle birlikte, bu tür yasal süreçler kısa vadede volatilite yaratabilir. Resmi duyurular ve KAP bildirimleri takip edilmelidir.

Etiketler: Tekfen Holding, KAP açıklaması, el koyma kararı, MKK, CMK 128, 5549 sayılı kanun, hisse payı




Devamını Oku

Resim ve Resim Çizimi Teknikleri

Resim ve Resim Çizimi Teknikleri
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Resim ve Resim Çizimi Teknikleri

Resim sanatı, tarih boyunca insanlığın kendini ifade etme biçimlerinden biri olmuştur. Mağara resimleriyle başlayan bu görsel iletişim dili, farklı dönemlerde farklı teknik ve malzemelerle gelişim göstermiştir. Antik Yunan fresklerinden Rönesans’ın perspektif kuramına, 19. yüzyılın empresyonist renk deneyimlerinden günümüzün dijital sanatsal üretimlerine kadar resim, yalnızca estetik değil aynı zamanda kültürel, felsefi ve teknik bir disiplin olarak da değerlendirilmiştir.

Bu makalede resim ve resim çizimi teknikleri, tarihsel gelişim, teknik yöntemler ve çağdaş yaklaşımlar bağlamında ele alınacak; sanat teorisi ve uygulaması arasındaki ilişkiye vurgu yapılacaktır.


1. Tarihsel Arka Plan

Resmin tarihsel evrimi incelendiğinde üç ana kırılma noktası göze çarpar:

  1. İlkel ve Antik Çağ: Lascaux ve Altamira mağara resimleri, resmin sembolik ve ritüelistik işlevlerini göstermektedir. Antik Mısır resminde ise çizim, hiyerarşik perspektif ve stilize figürlerle toplumsal düzenin aktarım aracıdır.

  2. Rönesans Dönemi: Leonardo da Vinci ve Albrecht Dürer gibi sanatçılar, çizimi bilimsel gözlem ve oran-orantı ilkeleriyle bütünleştirmiştir. Alberti’nin “perspectiva artificialis” kavramı, resimsel mekânın kurgulanmasında dönüm noktasıdır.

  3. Modern ve Çağdaş Dönem: Empresyonizm, resimde ışık ve anlık algının öne çıkmasına neden olmuş; kübizm ve soyut sanat, çizimin temsilî işlevinden ziyade kavramsal yönünü vurgulamıştır. Günümüzde dijital resim teknikleri, sanatsal üretimi yeni bir boyuta taşımaktadır.


2. Çizim Tekniklerinin Kuramsal Temelleri

  • Çizgi (Line): Wölfflin’in formalist estetiğinde çizgi, “resimsel” (painterly) ve “çizgisel” (linear) ayrımıyla tanımlanır. Çizgi, formun sınırlarını belirlerken aynı zamanda estetik bir dil oluşturur.

  • Oran ve Kompozisyon: Vitruvius ve daha sonra Leonardo’nun insan vücudu üzerine yaptığı oran çalışmaları, çizim sanatının antropometrik temellerini ortaya koyar.

  • Perspektif: Brunelleschi’nin deneysel perspektif çalışmaları, çizimin üç boyutlu gerçekliği temsil edebilmesinin bilimsel altyapısını oluşturmuştur.

  • Işık-Gölge (Chiaroscuro): Rönesans ve Barok dönemde yaygın kullanılan bu teknik, resimsel derinliği ve dramatik etkiyi güçlendirmiştir. Caravaggio’nun eserleri bu yöntemin en belirgin örnekleridir.


3. Klasik Çizim ve Malzeme Kullanımı

  • Karakalem: Rönesans atölyelerinde “disegno” kavramıyla özdeşleşmiştir. Çizim, yalnızca bir hazırlık değil, aynı zamanda sanatçının düşünsel sürecinin somut ifadesidir.

  • Kömür: Rembrandt’ın eskizlerinde görüldüğü üzere, dramatik ton geçişleri için etkili bir araçtır.

  • Mürekkep ve Gravür: Ortaçağ minyatürlerinden modern illüstrasyona kadar çizginin netliği ve çoğaltılabilirliğiyle öne çıkar.

  • Pastel ve Tebeşir: 18. yüzyılda özellikle portrelerde kullanılmış, Delacroix ve Degas gibi sanatçılar tarafından popülerleştirilmiştir.


4. Boya ile Çizim Teknikleri

  • Sulu Boya: 18. ve 19. yüzyılda doğa gözlemlerinde ve seyahat defterlerinde yaygınlaşmıştır. Saydamlığı, “aquarelle” tekniğini resimsel hafifliğin simgesi haline getirmiştir.

  • Akrilik Boya: 20. yüzyılın ortalarında ortaya çıkmış, soyut dışavurumcular tarafından benimsenmiştir. Hızlı kuruma özelliği, sanatçının spontane ifadesini destekler.

  • Yağlı Boya: Jan van Eyck’in geliştirdiği yağ bazlı teknik, renklerin doygunluğunu ve katmanlı kullanımını mümkün kılmıştır.

  • Guaj: Grafik ve illüstratif etkiler için tercih edilmiştir; Bauhaus atölyelerinde tasarımcıların sıklıkla kullandığı bir tekniktir.


5. Çağdaş ve Dijital Çizim Yaklaşımları

  • Dijital Çizim: Grafik tabletler, “undo” işlevi ve katman yapısı sayesinde klasik çizime göre farklı bir özgürlük sunmaktadır.

  • Vektörel Sanat: Özellikle tipografi ve logo tasarımlarında çizginin keskinliğini koruyarak çoğaltılabilirliği garanti eder.

  • Dijital Boyama (Digital Painting): Photoshop, Corel Painter ve Procreate gibi yazılımlar, geleneksel resim tekniklerinin dijital simülasyonunu yapmaktadır.

  • 3D Çizim ve Modelleme: Sanat ile endüstriyel tasarımın kesişiminde yer alır. ZBrush ve Blender gibi yazılımlar, resimsel düşüncenin hacimsel boyuta geçişini sağlar.


6. Çizimde Estetik ve Sanatsal Yaklaşımlar

Sanat teorisyenlerinden Ernst Gombrich, çizimi yalnızca “gerçekliğin taklidi” olarak değil, görsel algının yeniden inşası olarak ele alır. Bu bağlamda çizim:

  • Mimetik İşlev: Gerçekliği temsil eder.

  • İfadeci İşlev: Sanatçının içsel duygularını dışavurur.

  • Kavramsal İşlev: Modern sanatta görüldüğü gibi, çizim düşüncenin kendisini görselleştirir.


Resim çizimi teknikleri, tarihsel, estetik ve teknolojik açılardan çeşitlilik göstermektedir. Geleneksel malzemelerden dijital platformlara uzanan bu geniş yelpaze, sanatçının hem ifade biçimini hem de estetik değerini şekillendirir. Akademik perspektiften bakıldığında çizim, yalnızca bir görsel üretim aracı değil, aynı zamanda kültürel bir söylemin taşıyıcısıdır.


Kaynakça

  • Gombrich, E. H. Sanatın Öyküsü. İstanbul: Remzi Kitabevi, 2007.

  • Panofsky, E. Perspective as Symbolic Form. New York: Zone Books, 1991.

  • Alberti, L. B. On Painting. London: Penguin Classics, 1991.

  • Wölfflin, H. Sanat Tarihinin Temel Kavramları. İstanbul: Metis Yayınları, 2010.

 

 

Devamını Oku

Fantastik roman yazarken neye dikkat etmek gerekir

Fantastik roman yazarken neye dikkat etmek gerekir
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Fantastik roman yazarken iki büyük yapıtaşına dikkat etmek gerekir:

Karakterler ve yaşadıkları dünya. Bunlar sağlam kurulmadığında, okuyucu ne kadar yaratıcı bir hikâye olursa olsun içine girmekte zorlanır. Sana rehber olacak bazı noktaları başlıklar halinde özetleyeyim:


1. Karakterler

  • Derinlik ve Tutarlılık: Karakter sadece “iyi” veya “kötü” olmamalı. İdealleri, korkuları, zaafları, sırları olmalı. Bir kahraman hata yapabilmeli, bir kötü karakterin de insani yönleri olmalı.

  • Geçmiş ve Motivasyon: Karakterin kim olduğunu anlamak için geçmişini, travmalarını, arzularını belirle. “Neden böyle davranıyor?” sorusunun cevabı hep hazır olmalı.

  • Evrim: Hikâye boyunca karakterin değişimi önemlidir. Başladığı noktadan farklı bir noktaya gelmeli. Bu, okuyucuya tatmin sağlar.

  • İlişkiler: Karakterler arasındaki çatışmalar, dostluklar, aşk ve ihanet hikâyeyi canlı tutar. Tek başına bir karakter, etkileşim olmadan parlamaz.


2. Dünya (Worldbuilding)

  • Kurallar: Fantastik dünyanın kendi iç mantığı olmalı. Büyü varsa, sınırları ve bedeli olmalı. Yasal sistem, inançlar, gelenekler… Bunların kuralları belirgin olmalı ki okuyucu güvenle o evrene adım atsın.

  • Kültür ve Tarih: Her ülkenin, kabile veya krallığın kendi dili, müziği, yemekleri, tarihi olayları olabilir. Bunlar derinlik katar.

  • Detay Dengesi: Okuyucuyu ansiklopediye boğmadan, gerektiğinde ufak detaylar ver. Mesela bir savaşın tarihini uzun uzun anlatmak yerine, bir karakterin o savaştan kalan yarasını göstermek daha etkilidir.

  • Mekânların Atmosferi: Şehir, köy, orman ya da dağ… Hepsinin kendine özgü kokusu, sesi, havası olsun. Okuyucu o mekâna girdiğinde gerçekten orada hissetsin.


3. Karakter ile Dünya İlişkisi

  • Karakterin kimliği, içinde yaşadığı dünyadan bağımsız değildir. Mesela kast sisteminin olduğu bir ülkede fakir bir karakterin hedefleri ve hayalleri bambaşkadır.

  • Dünya, karakterin yolculuğunu şekillendirir. Aynı zamanda karakterin eylemleri de dünyayı değiştirebilir. Bu karşılıklı etkileşim, hikâyeye organiklik katar.


4. Okuyucuyu Çekmek

  • Gizem: Her şeyi baştan açıklama. Dünyanın sırları, karakterlerin geçmişi yavaş yavaş ortaya çıksın.

  • Duygular: Okuyucu en çok karakterin hislerine bağlanır. Epik savaş sahneleri kadar bir dostun ihaneti, bir aşkın imkânsızlığı da unutulmazdır.

  • Tema: Arka planda yatan büyük bir fikir veya soru olsun. Örneğin, “gücün bedeli nedir?”, “özgürlük mü yoksa güvenlik mi?” gibi.

Örnek Fantastik Taslak

1. Dünya: Aruhen Diyarı

  • Genel Atmosfer: Güneşin doğmadığı, her sabah gökyüzünün gri-mor bir sisle kaplandığı kadim topraklar. Burada geceler gündüzden daha aydınlık çünkü gökyüzünde iki büyük ay var.

  • Sistem ve Düzen: Krallıklar değil, “Loncalar” hüküm sürüyor. Her lonca farklı bir doğal güçle (ateş, rüzgâr, taş, gölge vb.) ilişkilendirilmiş. Bu güçler halk arasında yaygın değil, yalnızca seçilmişlerde ortaya çıkıyor.

  • Mitoloji: Rivayete göre “Tulahr” adında göklerden gelen bir at (tulpar benzeri) bin yıl önce insanlara bu güçleri armağan etmiş. Halk hâlâ her dolunayda onun dönüşünü bekliyor.

  • Tehdit: Dünyayı yavaş yavaş yiyip bitiren “Bozluk” denilen kara bir sis var. Girdiği yerleri haritadan silip geriye sadece taşlaşmış bedenler bırakıyor.


2. Kahraman: Riyan Arsel

  • Yaş: 19

  • Geçmiş: Fakir bir taş ustasının oğlu. Babasını “Bozluk” yuttuğu için küçüklüğünden beri taş yontarak hayatta kaldı.

  • Kişilik: Meraklı, inatçı ama biraz sabırsız. Her şeye mantık arayan bir yapısı var, bu yüzden halkın körü körüne geleneklere inanmasını sorguluyor.

  • Gücü: Taş Loncası’na ait ama henüz tam uyanmamış. Yalnızca öfkelendiğinde ellerinde kaya gibi sertleşme oluyor.

  • Hedefi: Babasının kaybolduğu bölgeyi araştırmak ve “Bozluk”un kaynağını bulmak.


3. Antagonist: Ezera

  • Yaş: Belirsiz (yüzyıllardır yaşıyor gibi görünüyor)

  • Geçmiş: Bir zamanlar Ay Loncası’nın seçkin büyücüsüydü. Sonsuz yaşam uğruna kendi halkını feda edip “Bozluk”la birleşti.

  • Kişilik: Soğuk, acımasız ve ironik bir şekilde oldukça sakin konuşuyor. Ona göre dünya zaten çürümüş; Bozluk yalnızca doğanın kendini temizleme yöntemi.

  • Amaç: Tüm loncaları yok edip dünyayı tek bir karanlık düzen altında birleştirmek.


4. Kahraman ile Dünya Etkileşimi

  • Riyan’ın taş ustalığı, sıradan bir iş gibi görünse de aslında Bozluk’un yayılmasını durdurabilecek bir anahtar taşıyor. Onun yonttuğu taşlarda “Tulahr”ın yankısı var.

  • Halk, onun sıradan bir işçi olduğuna inanıyor ama aslında dünyanın kaderi ellerinde.

  • Ezera’nın gözünde ise Riyan sadece bir “gecikmiş kurban.”


Böyle bir iskelet, romanında hem derin bir karakter gelişimi hem de güçlü bir dünya hissi kurmanı kolaylaştırır.

İlk Bölüm – Giriş

Riyan, çekiç seslerinin yankılandığı taş ocağında tek başına çalışıyordu. Güneşin hiç doğmadığı bu diyarda, sabahı yalnızca mor bir sisin dalgaları haber verirdi. Gökyüzünde yan yana duran iki ay, gri kayaların üzerine donuk bir ışık dökerken, genç adamın elleri taşın soğuk yüzünde kanıyordu.

Taş… Babasından miras kalan tek şey buydu. Her darbede, sanki babasının nefesi taşın derinliklerinden çıkıp kulaklarına fısıldıyordu. “Oğlum, taş unutmaz… İçine işlediğin her şey, bir gün sana geri döner.” Riyan bu sözü hiç aklından çıkarmazdı, ama yine de yüreğinde kapanmayan bir boşluk vardı: Bozluk’un babasını yuttuğu o uğursuz gece.

Taş ocağının sınırında sis kıpırdadı. Riyan’ın gözleri istemsizce o karanlığa kaydı. Bozluk’tu bu—toprağı kemiren, ormanları taşlaştıran, insanları sessiz birer heykel gibi geride bırakan uğursuz sis. İnsanlar ondan bahsetmeye bile cesaret edemezdi; yalnızca dua eder, gözlerini kaçırırlardı. Ama Riyan her gün, babasının kaybolduğu yere bakmayı sürdürdü.

“Bir gün,” diye mırıldandı kendi kendine, parmaklarının arasında ufalanan taşı sıkarak, “oraya gireceğim. Ve babamın neden gitmek zorunda kaldığını öğreneceğim.”

Tam o anda, elindeki taş garip bir şekilde titredi. Yüzeyinde kılcal çatlaklar belirdi, ama bu çatlaklardan ışık sızıyordu. Mor ve gümüş rengi ince çizgiler… Riyan’ın kalbi hızla çarpmaya başladı. Çünkü taş ustalığının sınırlarını çok iyi bilirdi: Taş hiçbir zaman ışıldamazdı.

Uzakta, gölgelerin içinde bir çift göz parladı. Sisin ötesinden bakan o gözler, soğuk ve beklenmedik bir dinginlikle genç adama kilitlendi. O an Riyan’ın içini bir ürperti kapladı. Çünkü derinlerde biliyordu: Bu gözler, Bozluk’un efendisi Ezera’ya aitti.

Ve kader, artık onun ellerindeydi.


Böyle bir giriş, hem okuyucuyu atmosferin içine sokar hem de karakterin kişisel dramıyla büyük tehdidi aynı anda hissettirir.

Gerisi sizin hayal gücünüze kalmış.

Devamını Oku