Canısı: Türkiye’nin Kalbine Dokunan Bir Kelime
Bir gün bir şarkı duydum. O an, sadece melodisi değil, sesin rengi, içtenliği ve hiç duymadığım bir kelimenin büyüsüyle sarıldım: “Canısı”.
Sözlüklere baktım, yoktu. Türk Dil Kurumu’nda karşılığı bulunmayan bu kelimeyi İbrahim Erkal kendi dünyasından çıkarmıştı. “Annesi, babası, sevgilisi…” gibi, en yakın, en içten hitaplardan biri olsun diye. O dönem eleştiriler alsa da Türkiye onu bağrına bastı. Çünkü bu kelime, sevdanın en derin halini taşıyordu.
Moda Olan Bir Hitap
“Canısı” kısa sürede sadece bir şarkı değil, bir sevgi dili oldu. İnsanlar sevdiklerini telefon rehberine böyle kaydetti, sohbetlerinde bu kelimeyi kullandı. Dans pistlerinde coşkuyla söylenirken, gönüllerde de derin bir yer edindi.

İbrahim Erkal’ın Dünyası
Oysa ben onu ilk kez bu şarkıyla tanıdım. Sonra merak edip Gönlünüze Talibim albümünü aldım. Arkasından diğerlerini… Her şarkısında söz ve müziğin büyük kısmının ona ait olduğunu gördüm. Erzurum türkülerini, anonim eserleri de seslendirmişti ama asıl gücü kendi kalemindeydi.
“En çok sevdiğim şarkımı ben söylemedim, bir arkadaşım okudu. Çünkü o şarkıda hayat felsefem vardı:
Olduğun gibi kal, ne iyi görün ne kötü görün. Ne hiç olmadık hallere bürün.”
Şarkılarından Hayata Notlar
Sözleri sadece birer dize değil, hayatın kendisiydi:
- Ferhat dağlar deldi, Mecnun çöl aştı / Sevginin gücüne herkes inansın.
- Yokluğunda varlığını özlemem gerekirken / Varlığında yokluğuna hasret bıraktın.
- Ettiğin zulümle sen kal böylece / İnan ne sitemim ne de ahım var.
Sarı Gelin Yorumu
De Get Yalan Dünya albümünde seslendirdiği Sarı Gelin, hâlâ tartışılır. Türküyü alışılmışın dışında 6 zamanlı söylemişti. Ama benim için, yüzlerce yorum arasında en sahici, en yürekten olan buydu. 2000 yılında bu aranje bir olay haline gelmiş, olağanüstü ilgi görmüştü.
Bir Kuşağın Canısı
Biz 1980 kuşağı, onun şarkılarıyla büyüdük. Sevmeyi, sevilmeyi, kavuşmayı ve ayrılığı ondan öğrendik. Hayata dair birçok şeyi, şarkılarının arasına gizlediği öğütlerden aldık.
Ne yazık ki 2017’de, Anneler Günü’nden bir gün önce, bir aylık yaşam mücadelesini kaybettik. Türkiye canısına ağladı. Gözyaşları sel oldu.
Mirası
13 albüm, diziler, sinema filmi, şiir kitabı… Ve duyduğumuza göre yaklaşık 300 eser. Çoğu gün yüzüne çıkmadı. Belki bir gün tamamı yayımlanır, kitaplaşır, gelecek kuşaklara da aktarılır.
Çünkü İbrahim Erkal, sadece şarkı söylemedi; bir kelimeyle, “Canısı”yla bir millete sevmeyi öğretti.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.