Her milletin kalbinde bir ses vardır; o ses kimi zaman bir şiirle, kimi zaman bir ezgiyle dile gelir. Türk milletinin kalbinde yankılanan en güçlü seslerden biri de şüphesiz ki Hayati Vasfi Taşyürek’in sesidir.
Onun türkülerinde bir dağın sabrı, bir annenin duası, bir sevdalının özlemi gizlidir. Bağlamanın teline dokundu mu, sadece bir enstrüman çalmaz; Anadolu’nun ruhu dile gelir.
Bir Kültür Taşıyıcısı
Hayati Vasfi Taşyürek, sadece bir sanatçı değil; halk müziğinin yaşayan hafızasıdır. O, bir ustanın dizinin dibinde öğrendiğini, başka bir gencin yüreğine aktararak bu kültür zincirini tamamlayan bir halk ozanıdır. TRT repertuvarına kazandırdığı eserler, onun bu mirasa ne denli bağlı olduğunun en açık göstergesidir.
Türkünün Gücü
Türkü, insanı insana yaklaştırır. Taşyürek’in icrasında türkü, yalnızca bir ezgi değil; ortak bir duygunun, ortak bir tarihin dili olur. Onu dinleyen, köyünden şehrine, gencinden yaşlısına herkes, türkülerde kendinden bir parça bulur.
Bir Ömrün Hikâyesi
Hayati Vasfi Taşyürek’in hayatı, aslında bir millete adanmış bir ömürdür. Yetiştirdiği öğrenciler, verdiği konserler, yaptığı derlemeler… Hepsi, halk müziğinin kaybolmaması için atılmış sağlam köprü taşlarıdır.
Bugün türkü dinlerken hâlâ onun sesinde yankılanan o derinliği hissediyorsak, bu, sanatçının sadece kulağımıza değil, kalbimize de dokunmasındandır.
Hayati Vasfi Taşyürek, türküye gönül verenlerin hafızasında bir ustadan öte, bir yol gösterici, bir yoldaş olarak kalmaya devam edecektir.