Ayrılığın Sessizliği

Ayrılığın Sessizliği
Yazan: Oğuzhan ÖCAL
Ayrılık… Herkesin kulağında tanıdık bir tınısı vardır bu kelimenin. Kimi zaman bir şarkıda geçer, kimi zaman bir arkadaş sohbetinde. Ama en çok da insanın kendi içinde yankılanır. Sessizdir aslında ayrılık. Ne bağırır ne çağırır. Usulca gelir, kalbin kapısını çalmadan içeri süzülür. Bir bakarsınız, yerleşmiş bile.
Birini hayatınıza almak, ona alışmak kolaydır. Çünkü insan doğası gereği bağ kurar, anlam yükler, umut besler. Ama vedalaşmak… İşte o, doğaya aykırıdır. Sanki bir şey eksilirken, siz de biraz küçülürsünüz. Birlikte gülündü mü? O kahkahalar artık sadece geçmişte yankılanır. Paylaşılan anılar birer anı defteri sayfasına dönüşür. Ve o defteri her açtığınızda, kalbinizde küçük bir sızı bırakarak geçip gider.
Ayrılıklar sadece sevgililer arasında yaşanmaz. Bazen bir dostluk biter, bazen bir şehirden ayrılırsınız, bazen de eski bir “siz”le vedalaşırsınız. Her ayrılık bir parçanızı yanında götürür ama aynı zamanda yeni bir parçayı da doğurur. Çünkü her son, bir başlangıcın habercisidir; klişe ama gerçektir bu.
Peki ya bu yeni başlangıçlar? İşte onlar en az ayrılık kadar sessizdir. Gözünüzü bir sabah farklı bir ışıkla açarsınız. Aynı şarkı farklı gelir kulağınıza. Aynı sokak artık başka kokar. Ve anlarsınız ki, ayrılığın size öğrettiği en büyük şey, kendi sesinizi duymaktır. Çünkü ayrılığın sessizliği aslında sizin iç sesinizin fısıltısıdır.
Belki de ayrılıktan korkmamak gerek. Onun da hayatın bir parçası olduğunu, bazen bir şeylerin bitmesinin bir lütuf olabileceğini bilmek gerek. Acıtacaktır, evet. Ama aynı zamanda olgunlaştıracaktır. Kendinizi yeniden tanımanızı sağlayacaktır.
Son söz? Ayrılık, belki de insanın kendiyle yeniden tanışmasıdır.
Ayrılık…
Adını fısıldadığında bile içimizi üşüten bir kelime.
Sanki bir pencere kapanır da, içeri artık gün ışığı değil,
Yalnızlık sızar ince ince.
Her vedada bir “keşke” saklıdır.
Biraz yarım kalmış cümleler,
Biraz susulmuş duygular…
Ve belki de en çok,
Söylenememiş bir “gitme.”
Alışmak kolay, bağ kurmak su gibi.
Ama ayrılık…
O bir bıçak gibi, kesmez de,
Sürte sürte geçer ruhun en derininden.
Ardında sadece iz bırakır,
Bir daha hiç geçmeyecekmiş gibi kanayan…
Aynı sokaklardan geçersin,
Ama artık her köşe biraz buruk gelir.
Bir kahve içersin yalnız,
Oysa o fincanda iki kişilik anı vardır hâlâ.
Zaman geçer,
Ama bazı anılar zamana direnir.
Çünkü ayrılıklar, takvimden çok kalpte birikir.
Ama bil ki…
Ayrılık sadece kayıp değildir.
Bazen yeniden doğmaktır.
Senden giden, seni büyütür.
Bıraktığın, seni bulur.
Acı da öğretir,
Sessizlik de.
Ayrılık,
İnsanın kendiyle baş başa kaldığı bir gece gibidir.
Yıldızsız ama derin.
Karanlık ama samimi.
Ve bir sabah,
Güneş yeniden doğar.
Aynı değil, bambaşka bir yerden.
Sen de aynı değilsindir artık.
Çünkü ayrılık seni yaralamış,
Ama aynı zamanda yeniden yazmıştır.
Çünkü bazen,
Bir şeyin bitmesi,
Senin başlamandır…
Oğuzhan ÖCAL 2023
Bu haber 139 kez okundu.-
Yorgun Dağ
-
Gönlümün Yâresi
-
Ölem Kazlar Öldürülen Hayvanlar
-
Vazgeçtim Senden
-
Yeni Nesil Akıllı Telefon
-
Bir gemi kalktı içimden
YORUM BIRAK
YORUMLAR
-
Vazgeçtim Senden
Vazgeçtim Senden https://youtu.be/vdxRursJUcg?si=jDpUDEp3wAEIfDJq Yüreğim yanar, dertle dolar geceler, Sana olan sevdam, şimdi viran heceler. Bir umutla yaşadım, hep boşuna bekledim, Artık bitti her şey, senden [...] -
Gönlümün Yâresi
Gönlümün Yâresi https://youtu.be/JARODeJir8E?si=2kRex0Z6AXHyyO7k Geceler dökülür gönül perdesi, Sensizlik içimde yangın şifresi. Adını andıkça sarsılır sesi, Aşkla yanar hâlâ gönlümün yâresi. Gel de sar yaramı, kalbim [...] -
Ölem Kazlar Öldürülen Hayvanlar
Elbisesini, üzerinde uyuyan kediyi rahatsız etmemek için usulca kesen bir peygamberin ümmeti… Şimdi kazlar denize giriyor diye CİMER’e şikâyet yağıyor. Bir köpeğin havlaması, bir kedinin [...] -
Yorgun Dağ
Yorgun Dağ Yoruldum, bilmezler, dağ sanır gözler, Dimdik dururum, içimde fırtına gizler. Güneş bile dindi, soldu son ışıklar, Bu beden yoruldu, sustu artık çığlıklar. Rüzgâr [...]
