Bana Bir Şey Olsa Kim Ne Kadar Üzülür

Bana Bir Şey Olsa Kim Ne Kadar Üzülür?
Oğuzhan ÖCAL
Her babanın içinde bir sessizlik vardır. Konuşmadığı, konuşamadığı bir sızı. Gecenin en koyu saatinde, çocuklar odalarında uyurken, eş sessizce kitap okurken ya da uykuya dalmışken bir babanın aklından binbir şey geçer. O sessizlikte ben bazen kendi kendime şu soruyu sorarım:
“Bana bir şey olsa kim, ne kadar üzülür?”
Bu bir yakınma değil. Hayatın gürültüsünde, gündelik koşuşturmacaların arasında görünmeyen, hissedilmeyen bir duygunun dile gelişidir. Her gün aynı saatte işe gidip gelen, evin çatısını ayakta tutmaya çalışan, faturaları, okul masraflarını, geleceği düşünen bir adamın iç konuşması. Yeri geliyor gülmeyi unutuyoruz, dert etmeyi alışkanlık sanıyoruz. Ama insanız neticede. Kalbimiz var, kırıldığını belli etmeyen ama içten içe kanayan…
Benim çocuklarım var. Bazen gözlerimin içine bile bakmadan geçip gidiyorlar. Kızamıyorum. Onların dünyası başka şimdi. Ekranların arkasında, sosyal medyada, hayal dünyalarında yaşıyorlar. Ben onlar için çoğu zaman “baba”yım sadece. Bir şey gerektiğinde seslenilen, cüzdanı olan, bazen bağıran ama genelde susan bir figür… Ama onlar bilmiyor ki, ben her sabah onların nefes aldığını görmek için uyanıyorum. Onların iyi olduğunu bilmek, sağlıklı olduklarını duymak bana yeter oluyor. Benim kahramanlığım, gözyaşımı göstermemekten geçiyor. Ama içimden geçenleri de bir yerlere yazmak istiyorum bazen. Belki de şimdi tam sırası.
Hayat öyle garip ki, bazen kendini o kadar silik hissediyorsun ki… Bir gün ortadan kaybolsan fark ederler mi? Duygusal bir an belki, geçici bir hüzün. Ama hepimizin içinde o kırılgan yer var ya, işte orası konuşuyor şu an.
Eşim… Beni tanıyan, hayat arkadaşım, her yükü birlikte taşıdığım kadın… O üzülür elbette. Ağlamaz belki, çünkü çocukların yanında güçlü durmak zorunda hisseder. Ama geceleri yastığa sessizce akıtır gözyaşını. Ben olmasam, benim esprilerimi, unutkanlıklarımı, sakarlıklarımı özler. Belki alışır bir zaman sonra ama hep bir eksik kalır.
Annem… Ah annem… Ben kaç yaşında olursam olayım, onun gözünde hep çocuğum. Bir anne için evladını kaybetmek dünyanın en büyük acısı. Beni gömmek istemezdi. “Oğlumdan önce ben gitmeliydim,” derdi mutlaka. Ben ona sarılmayı ihmal ettikçe, o bana daha çok dua etmeye devam etti. Ve ben her seferinde gözlerindeki o kırgın şefkati anlamazdan geldim.
Dostlarım… Eski arkadaşlar, belki üniversiteden bir iki kişi, mahalleden tanıdıklar… Bir-iki gün konuşurlar, hatıralar anlatılır. Belki birisi, “Çok iyi adamdı be,” der. Sonra hayat devam eder. Çünkü hayat hep devam eder. Kimse birinin ardından çok uzun süre üzülmez bu dünyada. Geriye sadece iz kalır. Belki bir fotoğraf, belki birkaç kelime.
Ama çocuklarım… Siz bir gün bu satırları okursanız, bilin ki sizin için yaşadım. Her lokmamda sizin geleceğiniz vardı. Attığım her adımda sizi daha iyi bir yere taşımaya çalıştım. Ben sustum çoğu zaman. Çünkü babalar hep susar. Çünkü babaların dili yoktur, yüreği vardır.
Bir gün ben olmazsam, odamda kalan kokuya iyi bakın. Çekmecemdeki notları, sakladığım oyuncakları bulun. Çünkü onlar sizinle geçen zamanın sessiz tanıkları.
Ve eğer bir an bile aklınıza “Babam acaba bizi seviyor muydu?” diye bir soru düşerse, cevabı hiç tereddütsüz verin:
“Babam bizi her şeyden çok seviyordu.”
Çünkü bu dünyada babaların sevgisi, çoğu zaman sessizdir… Ama en derin olanıdır.
Bu haber 167 kez okundu.-
Yorgun Dağ
-
Gönlümün Yâresi
-
Ölem Kazlar Öldürülen Hayvanlar
-
Vazgeçtim Senden
-
Yeni Nesil Akıllı Telefon
-
Bir gemi kalktı içimden
YORUM BIRAK
YORUMLAR
-
Vazgeçtim Senden
Vazgeçtim Senden https://youtu.be/vdxRursJUcg?si=jDpUDEp3wAEIfDJq Yüreğim yanar, dertle dolar geceler, Sana olan sevdam, şimdi viran heceler. Bir umutla yaşadım, hep boşuna bekledim, Artık bitti her şey, senden [...] -
Gönlümün Yâresi
Gönlümün Yâresi https://youtu.be/JARODeJir8E?si=2kRex0Z6AXHyyO7k Geceler dökülür gönül perdesi, Sensizlik içimde yangın şifresi. Adını andıkça sarsılır sesi, Aşkla yanar hâlâ gönlümün yâresi. Gel de sar yaramı, kalbim [...] -
Ölem Kazlar Öldürülen Hayvanlar
Elbisesini, üzerinde uyuyan kediyi rahatsız etmemek için usulca kesen bir peygamberin ümmeti… Şimdi kazlar denize giriyor diye CİMER’e şikâyet yağıyor. Bir köpeğin havlaması, bir kedinin [...] -
Yorgun Dağ
Yorgun Dağ Yoruldum, bilmezler, dağ sanır gözler, Dimdik dururum, içimde fırtına gizler. Güneş bile dindi, soldu son ışıklar, Bu beden yoruldu, sustu artık çığlıklar. Rüzgâr [...]

Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.