18° Parçalı az bulutlu

Bana Öyle Bir Şey Söyle ki Sana İnanayım

Bana Öyle Bir Şey Söyle ki Sana İnanayım Bazı cümleler vardır, içi koca bir hayatla doludur. Tıpkı bu cümle gibi:“Bana öyle bir şey söyle ki sana inanayım.” Ne kadar sade, değil mi? Ama bir o kadar da ağır. Çünkü bu cümle, sadece kelimelere değil, yıllara, anılara, kalp kırıklarına, hatta yitirilen umuda seslenir.Bir yalandan yorulmuş insanın, […]
Deneme - 16 Nisan 2025 21:14 A A

Bana Öyle Bir Şey Söyle ki Sana İnanayım

Bazı cümleler vardır, içi koca bir hayatla doludur. Tıpkı bu cümle gibi:
“Bana öyle bir şey söyle ki sana inanayım.”

Ne kadar sade, değil mi? Ama bir o kadar da ağır. Çünkü bu cümle, sadece kelimelere değil, yıllara, anılara, kalp kırıklarına, hatta yitirilen umuda seslenir.
Bir yalandan yorulmuş insanın, bir ihanetten çıkmış yüreğin, defalarca kandırılmış bir ruhun feryadıdır bu aslında.
İnanmak istiyor ama artık güvenecek yeri kalmamış. Kalbi, defalarca kırılmış bir cam gibi hassas.
İşte bu yüzden “öyle bir şey söyle ki” diyor… “Sıradan bir söz değil, içimdeki enkazı kaldıracak bir şey söyle.”

Ben çok duydum bu cümleyi. Sessizce söylenenini de, gözyaşları içinde fısıldananını da… Bazen bir sevgili söyler bunu, bazen bir çocuk annesine, bazen bir baba oğluna… Çünkü insanlar yorulur.
Bir sözden, bir gözden, bir davranıştan…
Ama en çok da beklentisiz kalmaktan, yalanla beslenmekten yorulurlar.

Düşünsene, bir insanın sana inanmaya ne kadar ihtiyacı var ki bu cümleyi kursun.
“Bana öyle bir şey söyle ki…”
Yani başka hiçbir şey kalmamış. Umut yok, güç yok, sabır kalmamış. Sadece son bir istek var:
“Lütfen… İnanmak istiyorum ama bana bir sebep ver.”

Sana şunu sorayım:
Bugüne kadar kaç kişiye içini döktün? Kaç kişiye, “sana güveniyorum” dedin de sonra arkanı dönüp sessizce toparladın kırıklarını?
Ve kaç kez kendine bile inanamadın da başkasından bir ışık bekledin?

İşte bu yüzden, birine “Bana öyle bir şey söyle ki sana inanayım” dediğinde, aslında şunu diyorsun:
“Yalnızım. Kırgınım. Ama hâlâ içimde küçücük de olsa bir umut taşıyorum. Lütfen onu öldürme.”

Ve eğer karşındaki kişi bunu anlayacak kadar kalptense…
O zaman kelimeleriyle değil, varlığıyla konuşur.
“Ben buradayım.” der.
“Bu sefer yalan yok.” der.
“Yorulmuş olabilirsin ama artık dinlenebilirsin.” der.

Ve sen, o an hiç düşünmeden, hiç sorgulamadan…
Sadece gözlerini kapatır ve dersin ki:
“Tamam. Sana inanıyorum.”

Çünkü bazen bir cümle değil, bir duruş yeter.
Gerçek olan, söylenen değil; hissettirilendir.
Bana öyle bir şey söyle ki…
Hiç konuşmadan bile, sana inanayım.


Bana Öyle Bir Şey Söyle ki Sana İnanayım

Ben artık güzel şeyler duymaktan korkuyorum.
Çünkü ne zaman bir “hep seninleyim” duysam, yalnız kaldım.
Ne zaman “asla gitmem” deseler, kapının sesiyle irkildim.
Ve en çok da, “inan bana” dendiğinde kırıldım.
Çünkü artık o kadar kolay değil inanmak…
Sen öğrettin bunu bana.

Gözlerinin içine baktığım o ilk zamanlar vardı ya hani…
İçimdeki her karanlığı seninle aydınlatabileceğime inanmıştım.
Sen bir şey söylediğinde, sesin değil kalbin konuşuyor sanmıştım.
Ama sen, bana umut gibi geldin…
Ve sonra tam da en çok ihtiyacım olan yerden çekip gittin.

Şimdi karşındayım.
Eskisinden daha sessiz, daha yorgun, daha tedirgin.
Kalbimde hâlâ senin izlerin var.
Ama içimden sana güvenmek gelmiyor artık.
Sana inanmak istiyorum ama…
“Bana öyle bir şey söyle ki sana inanayım.”

Ama boş söz değil, ezber cümle değil, herkese söylenmiş yalanlardan hiç değil.
Öyle bir şey söyle ki…
Kalbimin içini gör.
Acımı anla.
Ve ne olur, bu sefer beni kandırma.

“Dönmeyeceğim bir daha” dedin.
“Ben senin iyiliğin için gidiyorum” dedin.
Ama benim iyiliğim senin yokluğuna hiç alışamadı.
Ben iyi olmayı seninle öğrendim.
Sonra sen gittin…
Ve ben kötü olmayı da öğrendim.

Bak, hâlâ buradayım.
Bir yarı cümleyle, bir gözyaşıyla ayakta duran bir ben varım burada.
Ne tam iyileştim, ne tam unuttum.
Ama o kadar kırıldım ki…
Şimdi tek bir cümleye sığınıyorum:
“Bana öyle bir şey söyle ki… Sana yeniden inanayım.”

Ve sen, eğer gerçekten geri dönmek istiyorsan,
Bu kez kelimelerin arkasına saklanma.
Benim gözüm değil, kalbim duysun seni.

Yoksa…
Bir daha asla kimseye inanmam.
Bir daha kimseyi bu kadar sevmem.
Ve bir daha senin gibi kimseye umut bağlamam.

Bu, son şansın.
Beni kaybetmeden önce…
Bana öyle bir şey söyle ki… Sana gerçekten inanayım.

Yazar

  • Oğuzhan Öcal Roman Yazarı ➡️ Computer Engineering ➡️ Creative Graphic Designer . Entrepreneur ➡️ Destek Afad Gönüllüsü ➡️ Araştırmacı Yazar ➡️ AFAD Destek Gönüllüsü

    View all posts
Bu haber 39 kez okundu.
Deneme - 21:14 A A
BENZER HABERLER

YORUM BIRAK

YORUMLAR

Hiç yorum yapılmamış.
Haber Yazarı

Yazar

  • Oğuzhan Öcal Roman Yazarı ➡️ Computer Engineering ➡️ Creative Graphic Designer . Entrepreneur ➡️ Destek Afad Gönüllüsü ➡️ Araştırmacı Yazar ➡️ AFAD Destek Gönüllüsü

    View all posts
Popüler Yazılar
Resim Açıklaması
En Çok İndirilen Dosyalar
451

Kahve

95

Yazılar

55

Makale

Etiketler