41,7309$% 0,25
48,6583€% 0,46
56,0321£% 0,26
5.350,53%0,18
9.092,00%-0,12
36.258,00%-0,12
İsrailli güvenlik analisti Shay Gal, Güney Kıbrıs merkezli Simerini gazetesine verdiği röportajda, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki rolünü hedef alan dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Gal, İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) arasında Ankara’ya karşı “etkiye kalkan” olacak bir ittifak kurulması gerektiğini savundu.
Gal, geçtiğimiz haziranda İsrail ile İran arasında yaşanan On İki Gün Savaşına atıfta bulunarak, “Güvenlik endişeleri nedeniyle İsrail sivil uçakları sessizce Kıbrıs ve Yunanistan’daki havaalanlarına transfer edildi. Bu süreçte Güney Kıbrıs, İsrail’i korumak için ciddi riskler aldı” dedi. İki ülke ilişkilerinin “tarihlerindeki en güçlü noktaya ulaştığını” savunan Gal, bu dayanışmanın sembolik iş birliklerini aşması gerektiğini söyledi.
Gal, Kıbrıs ve İsrail arasında askeri tatbikatlar ve diplomatik nezaketin ötesine geçilmesini isteyerek şöyle konuştu:
“İki ülke arasında ortak kader anlaşması yapılmalı. Bu mutabakat yalnızca askeri değil, varoluşsal bir dayanışmayı simgeler; iki halkın güvenliğini birbirine bağlayan kalıcı bir anlaşma olmalı.”
Ayrıca, Yunanistan ve İsrail’in yürüttüğü “Poseidon’un Öfkesi” isimli caydırıcılık stratejisine de değinen Gal, bunun Türkiye’nin askeri gücünü dengelemeyi hedeflediğini iddia etti. Ancak bölge uzmanları, bu yaklaşımın gerilimi azaltmak yerine artırma riski taşıdığı uyarısında bulunuyor.
Gal, Türkiye’nin Kuzey Kıbrıs’taki varlığını “uçak gemisi” gücünde tanımlayarak,
“Türkiye’nin Bayraktar ve Akıncı SİHA’ları ile ATMACA füzeleri, Güney Kıbrıs ve İsrail için ciddi tehdit oluşturuyor. Ankara’nın Doğu Akdeniz’deki konumu son derece güçlü”
ifadelerini kullandı.
Ankara ise uzun süredir Doğu Akdeniz’de barış, enerji güvenliği ve bölgesel iş birliği merkezli bir politika izliyor. Türk diplomatik kaynakları, “Türkiye’nin garantörlük haklarından ve Mavi Vatan vizyonundan vazgeçmesinin söz konusu olmadığını” vurguluyor. Uzmanlar, Türkiye olmadan bölgedeki güvenlik ve ticaret koridorlarının sürdürülebilir olamayacağına dikkat çekiyor.
Gal’in övdüğü IMEC (Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru) projesi hakkında da Türkiye’nin rolü öne çıkıyor. Uzmanlara göre bu hat, Türkiye’yi dışlamak istese bile enerji ve lojistik altyapısı olmadan hayata geçmesi mümkün değil. Türkiye, rekabet yerine “kazan-kazan” esaslı iş birliklerini sürdürürken, bazı analistlerin Türkiye karşıtı söylemlerinin bölgedeki istikrarı zedeleyebileceği değerlendiriliyor.
Yavuz Bülent Bakiler hayatını kaybetti! Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan taziye mesajı
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.