DOLAR

41,0837$% 0,62

EURO

47,7003% 0,69

STERLİN

55,3168£% 0,71

GRAM ALTIN

4.421,72%-0,32

ÇEYREK ALTIN

7.201,00%-0,29

TAM ALTIN

28.715,00%-0,29

a
Reklam
ad826x90

Mitoloji

YAZARLARIMIZIN KALEMİNDEN

TÜM YAZARLAR
oguzhanocal
Oğuzhan Öcal
Ben Oğuzhan Öcal. Kalemi elime aldığım her an, kelimeler yalnızca birer harf olmaktan çıkar; geçmişin izlerini, bugünün sancılarını ve yarının umutlarını taşır. Yazarlık benim için bir meslek değil, nefes almak kadar doğal bir yolculuktur. Satır aralarında okuru bazen bir bozkırın rüzgârına, bazen kalbin en kuytu yalnızlığına götürmeye çalışırım. Çünkü inanırım ki edebiyat, insan ruhunun hem sığınağı hem de aynasıdır. Yakında yayımlanacak “Tulparın Çığlığı” adlı eserim, bu yolculuğun bir nişanesi; hem kendi iç sesimi hem de kadim bir coğrafyanın ruhunu yankılayan bir çığlık…
Sararan Mektuplar

Eylül, pencerenin camına soluk nefesini üflüyordu. Dışarıda, annemin diktiği akçaağaç, üzerindeki altın sarısı elbiseleri usul usul bırakıyordu. Her düşen yaprak, sessiz bir veda çığlığı gibiydi. İncecik, görünmez ipliklerle bağlı gibi, süzülerek kayboluyorlardı ıslak toprağa. Yağmur da gelmişti; camlara hafifçe vuran, tıpkı gözyaşları gibi iz bırakan, sessiz bir yağmur. Rüzgâr, ıslak toprağın, çürümeye yüz tutmuş yaprakların ve uzaklardan bir yerlerden kopup gelen, annemin bahçesindeki solmuş güllerin hüzünlü kokusunu taşıyordu içeri. O koku… Burnumda hâlâ tütüyor, anne. Tıpkı senin saçlarına sinen o belli belirsiz lavanta kokusu gibi.

oguzhanocal
Oğuzhan Öcal
Ben Oğuzhan Öcal. Kalemi elime aldığım her an, kelimeler yalnızca birer harf olmaktan çıkar; geçmişin izlerini, bugünün sancılarını ve yarının umutlarını taşır. Yazarlık benim için bir meslek değil, nefes almak kadar doğal bir yolculuktur. Satır aralarında okuru bazen bir bozkırın rüzgârına, bazen kalbin en kuytu yalnızlığına götürmeye çalışırım. Çünkü inanırım ki edebiyat, insan ruhunun hem sığınağı hem de aynasıdır. Yakında yayımlanacak “Tulparın Çığlığı” adlı eserim, bu yolculuğun bir nişanesi; hem kendi iç sesimi hem de kadim bir coğrafyanın ruhunu yankılayan bir çığlık…
Uzaktan Eğitim İçin Bilgisayar Önerileri

Uzaktan eğitim için bilgisayar seçerken önemli olan şey, çok pahalı ve üst düzey donanım değil; uzun süreli derslerde seni yormayacak, sorunsuz çalışacak ve ihtiyaçlarını karşılayacak bir cihaz olmasıdır. Size birkaç kategori halinde öneri sunayım:

oguzhanocal
Oğuzhan Öcal
Ben Oğuzhan Öcal. Kalemi elime aldığım her an, kelimeler yalnızca birer harf olmaktan çıkar; geçmişin izlerini, bugünün sancılarını ve yarının umutlarını taşır. Yazarlık benim için bir meslek değil, nefes almak kadar doğal bir yolculuktur. Satır aralarında okuru bazen bir bozkırın rüzgârına, bazen kalbin en kuytu yalnızlığına götürmeye çalışırım. Çünkü inanırım ki edebiyat, insan ruhunun hem sığınağı hem de aynasıdır. Yakında yayımlanacak “Tulparın Çığlığı” adlı eserim, bu yolculuğun bir nişanesi; hem kendi iç sesimi hem de kadim bir coğrafyanın ruhunu yankılayan bir çığlık…
Unutma Sanatı (Bölüm III)

Orhan'ın evi, şehrin gözden uzak, sessiz bir sokak arasında, yüksek duvarlarla çevrili müstakil bir avlunun içindeydi. Arabanın uzaktan kumandasına basınca, demir avlu kapısı ağır ağır, hafif bir gıcırtıyla içeriye doğru açıldı. Arabanın farlarının ışığı, avlunun bir köşesindeki bahçe katı dairesinin penceresine vurdu. O pencerenin ardında, Anna adında genç bir kız yaşıyordu. Yaşlı annesi ve Anna, o müstakil evin bahçe katındaki iki yatak odalı, küçük ama şirin dairesinde tek başına oturuyorlardı. Orhan, Anna'nın üniversite öğrenim giderlerini, genç kızın haberi olmadan, annesiyle yaptığı sessiz bir anlaşmayla üstlenmişti. Her ay, hatırı sayılır bir miktar para, annesinin hesabına düzenli olarak aktarılıyor, anne de kızına, "Uzaktan bir akrabamız yardım ediyor," deyip geçiştiriyordu. Çok ısrar ederse de "Çok konuşma, kısmet işte," diyerek susturuyordu.

oguzhanocal
Oğuzhan Öcal
Ben Oğuzhan Öcal. Kalemi elime aldığım her an, kelimeler yalnızca birer harf olmaktan çıkar; geçmişin izlerini, bugünün sancılarını ve yarının umutlarını taşır. Yazarlık benim için bir meslek değil, nefes almak kadar doğal bir yolculuktur. Satır aralarında okuru bazen bir bozkırın rüzgârına, bazen kalbin en kuytu yalnızlığına götürmeye çalışırım. Çünkü inanırım ki edebiyat, insan ruhunun hem sığınağı hem de aynasıdır. Yakında yayımlanacak “Tulparın Çığlığı” adlı eserim, bu yolculuğun bir nişanesi; hem kendi iç sesimi hem de kadim bir coğrafyanın ruhunu yankılayan bir çığlık…
Malazgirt’in Destanı

“Kim demiş Anadolu boş bir sahneydi? Biz geldik; perdesi açıldı tarihin...” Tarih 26 Ağustos 1071. Güneş, Anadolu’nun ovanın tozlu ufuklarında doğarken, bir milletin kaderi yeniden yazılmak üzereydi. Doğu’dan gelen rüzgar, yalnızca atların yelelerini değil, tarihin yönünü de savuruyordu. Ve bu rüzgârın adı: Alparslan’dı.

ad826x90
ad826x90