Tulpar’ın Çığlığı

Bugün, sanal gerçeklik (VR) ve artırılmış gerçeklik (AR) teknolojileri, algımızı manipüle edebilme konusunda büyük ilerlemeler kaydetti. Oyunlar, simülasyonlar ve yapay zekâ destekli sanal dünyalar, gerçek dünyadan ayırt edilemeyecek seviyeye ulaşmaya başladı. Eğer insan yapımı teknolojiler bile bu kadar gerçekçi sanal ortamlar oluşturabiliyorsa, daha ileri bir uygarlık tarafından üretilmiş bir simülasyonun içinde olma ihtimalimiz neden mümkün olmasın?
Bu roman, bu uyanıştan sonrasını anlatır. İşte o kadim ikilemin geleceğe uzanan bir yansıması. 4520 yılının zehirli gökyüzü altında, cam fanusların içine hapsolmuş insanlığın hikâyesi… Bir yanda, atalarının açgözlülüğüyle çoraklaşmış bir dünya; diğer yanda, yapay ışıklarla aydınlatılmış sahte cennetler. Burada, “ilerleme” denen şey, insan ruhunu metal ve algoritmalara hapseden bir kafese dönüşmüştür.
Peki ya gerçek ilerleme, geçmişin hatalarıyla yüzleşmekse?

Tulparın Çığlığı
-
Tulpar’ın Çığlığı
-
Kupa Bardaklar
-
Laptop Satın Alma Rehberi
-
Yeni Kitap Çıkarmak
-
Kadim Türk Töresi 33 Buyruk
-
8 Mart: Dünya Emekçi Kadınlar Günü